Azerbaycan, Bakü’nün ışıltılı gökdelenlerinden Şeki’nin taş sokaklarına, Hazar Denizi’nin kıyısından Kafkas Dağları’nın serin yaylalarına kadar uzanan büyüleyici bir coğrafya sunuyor. Doğunun ihtişamı ile Batı’nın modernizmini ustalıkla harmanlayan bu eşsiz ülke, kısa sürede seni kendine hayran bırakacak. Her köşe başında farklı bir kültür, her adımda yeni bir hikâye seni bekliyor.
Vizesiz seyahat imkânıyla Türk gezginler için ulaşımı kolay, ama yaşattığı deneyimler bir o kadar derin. Bazen bir halı tezgâhının başında bir ninenin anlattığı masallarda, bazen bir çayhanede sabaha karşı edilen sohbetlerde buluyorsun Azerbaycan’ın kalbini.
Bakü: Işıkların Şehri, Zamanın Dönüm Noktası
Bakü, geçmişin ve geleceğin aynı caddede buluştuğu sıra dışı bir başkent. Şehrin siluetini süsleyen Alev Kuleleri, geceleri dev bir ışık şovuna dönüşürken, altlarında kalan eski şehir bölgesi İçeri Şehir, adeta zamanın donduğu bir tablo gibi.
Kubbeli hamamlar, taş döşeli sokaklar ve minyatür dükkânlar arasında yürürken bir anda çağ atlayıp Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nin dalga gibi kıvrılan mimarisiyle karşılaşmak, Bakü’nün karakterini tanımlıyor: köklü ama yenilikçi. Özellikle şehir merkezinden deniz kenarına doğru yürürken, Bakü Bulvarı boyunca yapılan bir yürüyüş bile, şehri keşfetmek için başlı başına bir deneyim.
Şeki ve Gence: Kafkasların Kalbinde Sessiz Mucizeler
Bakü’nün ötesine geçmek demek, otantik Azerbaycan’la tanışmak demek. Ülkenin kuzeybatısında yer alan Şeki, el sanatları, geleneksel konakları ve özellikle cam işlemeleriyle süslenmiş Şeki Han Sarayı ile tam bir tarih sayfası gibi. Dağ eteklerine kurulu bu şehirde gün doğumunu izlemek ise tarif edilemez bir huzur veriyor.
Bir diğer önemli durak ise Gence. Azerbaycan’ın ikinci büyük şehri olan bu yerleşim, tarih boyunca edebiyatın ve sanatın kalbi olmuş. Gence, Azerbaycan’ın en eski şehirlerinden biri olmasının yanında, ülkenin ikinci en büyük yerleşimidir. M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanan köklü tarihiyle, adeta Azerbaycan kültürünün özünü barındırır. Şehir, yalnızca tarihi yapılarıyla değil, aynı zamanda yetiştirdiği büyük şahsiyetlerle de dikkat çeker. Bunların başında ise hiç kuşkusuz, Azerbaycan edebiyatının ölümsüz ismi Nizami Gencevi gelir. Şehrin simgelerinden biri olan Nizami Mozolesi, şairin anısını yaşatırken, ziyaretçilerine de mistik bir atmosfer sunar.
Azerbaycan’da Her Lokma Bir Kültür Hikâyesi
Azerbaycan mutfağı, sofrada sadece yemek değil, bir tarih ve kültür şöleni sunuyor. Safranlı pirinçle yapılan plov, etli ve nohutlu dolmalar, közde pişen kebaplar… Her biri, hem damak tadına hitap ediyor hem de seni bu toprakların geçmişine davet ediyor.
Tatlı olarak sunulan şekerbura, baklava ve gogal gibi geleneksel hamur işleri, özel günlerin ve bayramların vazgeçilmezi. Hele ki bir semaverde ağır ağır demlenen çay eşliğinde… Azerbaycan’da zaman çayın etrafında akar.
Doğa, Dağlar ve Sessiz Kasabalar
Azerbaycan sadece şehirlerle sınırlı değil. Quba, Qabala, Lahıc gibi kasabalar doğayla baş başa kalmak isteyenler için mükemmel kaçış noktaları. Kafkas Dağları’nın eteklerindeki bu yerleşimlerde temiz hava, huzur ve doğallık hâkim.
Özellikle Lahıc, taş sokakları, el yapımı bakır işçiliğiyle ünlü dükkânları ve çevresindeki yürüyüş rotaları ile kendini bir film sahnesinde gibi hissettirebilir. Qabala’da teleferikle dağın zirvesine çıkıp vadilere kuş bakışı bakmak ise tüm yolculuğun en nefes kesici anı olabilir.
Seyahatseverler İçin Küçük Tüyolar:
-
Bakü’de şehir içi ulaşım oldukça düzenli; metro ve taksi sistemi gelişmiş.
-
Yerel halk oldukça yardımsever ve Türkçe anlayan sayısı fazla.
-
Döviz olarak genelde manat kullanılıyor, ama büyük şehirlerde kredi kartı her yerde geçerli.
-
Kültürel yapılara girerken kıyafet kurallarına dikkat etmek önemli.
-
En güzel zaman dilimi: İlkbahar ve sonbahar! Yaz aylarında Hazar kıyıları biraz sıcak olabiliyor.
Neden Azerbaycan?
Çünkü burası sadece bir destinasyon değil, dostluğun, kültürün ve keşfin birleştiği bir deneyim. Avrupa’dan Asya’ya uzanan bu özel coğrafyada hem tanıdık duygularla karşılaşıyor, hem de kendini bambaşka bir maceranın içinde buluyorsun. Her şey çok tanıdık ama her şey bambaşka.
