İran’ın Yezd şehrinde bulunan tarihi Cuma Camii, çinileri, yüksek minareleri ve yarı silindirik tavanına işlenen Esma’ül Hüsna ile farklı dönemlerin mimari özelliklerini sergiliyor.
Caminin temelleri, 12. yüzyılda Selçuklular döneminde atılmış, belirgin kimliğini 14. yüzyılda İlhanlılar döneminde kazanmış ve 18. ile 19. yüzyıllarda yapılan eklemelerle günümüzdeki görünümüne kavuşmuştur. Mavi ve sarı çinileriyle ünlü olan bu cami, çölün ortasında yer alan Yezd kentinin sembol yapılarından biridir.
Tarihi Yezd bölgesinin kalbinde yer alan Cuma Camii, çevresi tarihi pazarlar ve evlerle sarılmış bir vaziyettedir. Uzun bir sokağa bakan caminin 48 metrelik ikiz minareleri, kentin neredeyse her yerinden görülebilecek bir konumdadır. Minarelerin bulunduğu giriş kısmı, bir tarafta tarihi pazara dayanırken, diğer tarafta bir payanda ile desteklenmiştir.
Cuma Camii’nin ikiz minareleri, alışılmışın aksine caminin sağında ve solunda değil, her ikisi de caminin sol tarafında, önlü arkalı bir biçimde yer almaktadır. Yerden yarım metre yükseklikteki mermer tabandan başlayan dikdörtgen giriş bölümünün üst kısmında, çift minareler yükselir. Bu minareler, mavi, sarı ve yeşil çinilerle kaplanmış olup 48 metre yüksekliği ile İran’ın en yüksek minareleri olarak bilinir.
Minarelerden biri tek merdivenli, diğeri ise iki ayrı sarmal merdivenle tasarlanmıştır. Bu sayede, bir minareden inen ve çıkan kişiler birbirlerini görmeden ilerleyebilirler. Rivayete göre, minarelerin inşası sırasında ustanın çırakları arasındaki küskünlüğü gidermek amacıyla her iki çırağa birlikte çalışma görevi verilir. Ancak ustanın umudu gerçekleşmez ve çıraklar, birbirlerini görmeden çalışmak için iki ayrı merdivenli bir minare inşa ederler. Bu yapı, günümüzde nadir bulunan sarmal merdivenli mimarisi ile dikkat çeker.
Caminin ana kapısından eyvana girildiğinde, solda caminin kubbeli kışlık namaz alanı bulunur. Bu bölüm, caminin zengin tarihini ve mimari evrimini yansıtan önemli bir alan olarak öne çıkar.