Cenap Şahabettin Hayatı

Doğumu ve Eğitimi: Cenap Şahabettin, 21 Mart 1870’te Manastır’da doğdu. Babası, Plevne Muharebesi sırasında şehit düşen bir Osmanlı subayı olan Abdülhalim Bey; annesi ise Ayşe Atiye Hanım’dır. Babasının şehadetinden sonra ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. Cenap, küçük yaşta şiirle ilgilenmeye başladı ve ilk öğrenimini Tophane’deki Fevziye Mektebi’nde tamamladı.

Cenap Şahabettin Hayatı

Galatasaray Sultanisi’ne (Galatasaray Lisesi) devam eden Cenap, burada Fransızca ve Batı edebiyatı ile tanıştı. Bu dönemde şiir yazmaya başladı. Lise eğitiminin ardından tıp eğitimi almak üzere Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye girdi. Tıp eğitimini tamamladıktan sonra 1890 yılında hükümet tarafından ihtisas için Paris’e gönderildi ve burada Paris Tıp Fakültesi’nde eğitim gördü.

Meslek Hayatı: 1894’te İstanbul’a döndü ve askerî doktor olarak çeşitli görevlerde bulundu. Mesleki yaşamında Anadolu’nun farklı bölgelerinde çalıştı. Bu süreçte gözlemlediği yerel hayat, şiir ve yazılarında önemli bir yer tuttu.

Cenap Şahabettin, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü ve Sultan II. Abdülhamid döneminin sonlarında yeniden aktif olarak yazı ve şiir çalışmalarına başladı. Ayrıca, İstanbul Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi) Fransız Edebiyatı dersleri verdi.

Edebi Hayatı: Cenap Şahabettin, edebiyat dünyasında Servet-i Fünun topluluğunun önde gelen isimlerinden biri olarak tanındı. Şiirlerinde ağırlıklı olarak aşk, tabiat ve mistik temaları işledi. Fransız sembolistlerinin etkisinde kalan Cenap, şiirlerinde sembolist ve parnasyen izler taşıyan bir dil kullanmıştır. Şiirlerinde titiz bir dil işçiliği ve zengin imgeler dikkat çeker.

Ölümü: Cenap Şahabettin, 12 Şubat 1934’te İstanbul’da hayatını kaybetti.

Cenap Şahabettin Eserleri

Cenap Şahabettin’in eserleri, şiir, nesir, gezi yazıları, tiyatro ve makalelerden oluşmaktadır.

Şiir Kitapları:

  1. Tâmat (1887): İlk şiir kitabı.
  2. Seçme Şiirler (1917): Şiirlerinin bir derlemesi.

Gezi Yazıları:

  1. Hac Yolunda (1909): Hac yolculuğunu anlattığı eser.
  2. Avrupa Mektupları (1919): Avrupa seyahatleri sırasında yazdığı mektuplar.
  3. Suriye Mektupları (1917): Suriye ve Lübnan gezilerindeki gözlemlerini içerir.
  4. Afak-ı Irak (1919): Irak gezisini anlattığı eser.

Tiyatro:

  1. Körebe (1917): Sosyal temalı bir tiyatro eseri.
  2. Yalan (1917): Sosyal ve ahlaki konuları işleyen bir tiyatro eseri.

Nesir ve Makaleler:

  1. Evrak-ı Eyyam (1915): Çeşitli makalelerden oluşan bir derleme.
  2. Nesr-i Harp (1918): Harp yıllarında yazdığı makalelerden oluşan eser.
  3. Nesr-i Sulh (1923): Barış döneminde yazdığı makalelerden oluşan eser.
  4. Tiryaki Sözleri (1918): Özlü sözlerden oluşan bir derleme.

Diğer Eserler:

  1. Sürgün (1923): Roman türündeki eseri.

Cenap Şahabettin, edebiyatımızda özellikle sembolist ve parnasyen şiirleriyle tanınmış, zengin imgeleri ve titiz diliyle edebi bir iz bırakmıştır. Gezi yazıları ise dönemin sosyal, kültürel ve siyasi atmosferini yansıtması açısından önemlidir. Hem şiir hem de nesir alanında eserler vermiş olan Cenap, Servet-i Fünun topluluğunun en önemli temsilcilerinden biri olarak Türk edebiyatında kendine sağlam bir yer edinmiştir.

Cenap Şahabettin: Genişletilmiş Hayatı

Tanzimat ve Edebiyat Etkileri: Cenap Şahabettin, 1895 yılından başlayarak ölümüne kadar devam eden yazı faaliyetlerinde, özellikle Cumhuriyet dönemine kadar başta şiir olmak üzere edebiyatın çeşitli alanlarında otorite kabul edilmiş başlıca şahsiyetlerden biridir. Tanzimat’tan sonra Batı edebiyatı tesirinde gelişen Türk şiirinde Abdülhak Hâmid’in ardından en büyük yenilikleri yapanlar arasındadır.

Edebiyatla yakından ilgilenen bir ailede doğup büyüyen Cenap Şahabettin, on beş, on altı yaşlarında iken Muallim Naci ile Şeyh Vasfi Efendi’nin etkisinde kalarak onların gazellerini tanzir ve tahmis etmiştir. İlk şiiri bir gazeldi ve 1885’te daha öğrenciyken Saadet gazetesinde yayınlandı. Daha sonrasında yazdığı on dokuz şiirinin de nazım biçimi gazel oldu.

Bu dönemden sonra Abdülhak Hâmid Tarhan ve Recâizâde Mahmud Ekrem gibi ustaların eserlerini okumaya başlayan Cenap Şahabettin’in yeni şiirleri, Saadet gazetesiyle beraber Gülşen, Sebat ve İmdâdü’l-midâd dergilerinde yayımlandı. Henüz tıbbiye öğrencisi iken 18 şiirini “Tâmât” adıyla küçük bir kitap hâlinde 1886’da yayımladı.

Fransa Yılları: Tıp ihtisası için Paris’te bulunduğu yıllarda, daha çok edebiyata ilgi gösteren Cenap, kendi ifadesiyle parnasyen ve sembolist şairleri okumuş, özellikle Paul Verlaine’den etkilenmiştir. Yurda döndükten sonra da şiiri yavaş yavaş bu tesirler etrafında değişmeye başlamıştır. 1895 yılı sonlarında Hazîne-i Fünûn dergisinde yayımlanan “Benim Kalbim” başlıklı şiiri Cenap Şahabeddin’in kelimelerle çizilen tablo karakterindeki şiirlerinin ilkidir.

Yenilikçi Şiir Çalışmaları: Cenap Şahabettin bu yıllarda Mekteb, Hazîne-i Fünûn, Maarif, Ma‘lûmat gibi dergilerde şekil, muhteva ve ifade bakımından hem kendisinin ilk şiirlerinden, hem de çevresinde benimsenmiş şiir tarzından farklı denemelere girişmiştir. Özellikle Mekteb dergisinde 1896 senesinde yayımlanan 42 şiiri dönemin edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Dönemim edebiyat çevresi, “yeni şiiri savunanlar” ve “eski şiiri savunanlar” olarak iki cepheye ayrıldı. Bu kutuplaşmanın sonucu olarak Cenap Şahabettin, yeni şiircilerin Tevfik Fikret yönetimindeki Servet-i Fünûn dergisinde kendisine yer buldu.

Servet-i Fünûn şairlerinin çok kullandıkları, bir Fransız şiir formu olan “sone” tarzını, Türk edebiyatı’nda ilk defa Cenap Şahabettin “Şi‘r-i Nânüvişte” adıyla yayımladığı şiirinde uygulamıştır. Şâir, bu yıllarda Mekteb, Hazîne-i Fünûn, Maarif, Ma‘lûmat gibi dergilerde şekil, içerik ve anşatım bakımından farklı şiir denemelerine başladı. Bu dönemde meydana gelen edebî kutuplaşmada Servet-i Fünûn takımına katıldı. Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil’le birlikte Servet-i Fünun edebiyatının üç önemli isminden biri ve gelenekçi şairlerin en çok saldırdığı yenilikçi şâir oldu.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir