Ayasofya (Hagia Sophia), İstanbul'un kalbinde, tüm ihtişamıyla ayakta duran, sadece bir yapı değil, insanlık tarihinin ve mimarlık dehasının somutlaşmış halidir. İnşa edildiği günden bu yana, Hristiyanlığın en büyük kilisesi, ardından
Fâtih Sultan Mehmet (1432-1481), Osmanlı tahtında yedinci padişah olarak tarihe geçti. Babası Sultan II. Murad, annesi ise Hüma Hatun’dur. Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) müjdesine mazhar olan Fâtih, yalnızca bir hükümdar değil;
İstanbul’un fethinden sonra şehrin yeniden imarı için hummalı bir faaliyet başlatan Fatih Sultan Mehmet Han, birçok yapı inşasında görev alan Hristiyan bir mimarı da vazifelendirmişti. Ancak bu mimar, Fatih’in açık
“Kazıklı Voyvoda” adıyla Türk tarihine geçen Vlad III, Batı’da daha çok Vlad the Impaler (Kazıklı) ve edebiyatta Kont Drakula ilham kaynağı olarak bilinir. 15. yüzyılda Eflak’ta (bugünkü Romanya’nın güneyi) hükümdarlık
572 yıl önce, 29 Mayıs 1453'te, dünya tarihinin akışını değiştiren bir olay yaşandı: Osmanlı İmparatorluğu'nun genç ve kararlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmet liderliğindeki ordu, Bizans İmparatorluğu'nun bin yıllık başkenti Konstantinopolis'i
Osmanlı Devleti'nin daha önce tam yedi kez kuşattığı İstanbul, 29 Mayıs 1453'te 7. Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmet (2. Mehmet) tarafından fethedildi. Peki, İstanbul'un fethi hangi şartlar altında gerçekleştirildi? İstanbul'un
Fatih Sultan Mehmet Han, henüz 21 yaşındayken İstanbul'un fethini gerçekleştirdi. 6 Nisan 1453'te Osmanlı ordusu, Bizans surlarını kuşatarak büyük bir savaş başlattı. Papa, Bizans'a destek amacıyla tam donanımlı 5 gemi







