Yaşamaya Dair adlı Nazım Hikmet şiiri, insanın yaşamı nasıl ciddiye alması gerektiğini derin bir bakış açısıyla ele alan önemli bir eserdir. Şiir, yaşamın anlamını sorgularken, insanın yaşama sevincini ve değerini koruma çağrısında bulunur. Nazım Hikmet‘in kaleminden çıkan bu dizeler, hem bireysel hem de evrensel düzeyde insanın varoluşsal sorgulamalarına ışık tutar.

Şiirin Temaları ve İçeriği

“Yaşamaya Dair” şiiri, yaşamın ciddiyetini ve değerini vurgulayan derin bir felsefi bakış sunar. Nazım Hikmet, yaşamın şaka olmadığını ve büyük bir ciddiyetle yaşanması gerektiğini ifade eder. Şiirde geçen “Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın” sözleri, insanın yaşamı nasıl ciddiye alması gerektiği konusunda güçlü bir çağrı yapar.

Nazım Hikmet, yaşamı sadece kendisi için değil, etrafındaki her şey için yaşanması gereken bir değer olarak görür. Şiirde, yaşamın zorluklarına rağmen ona olan sevgi ve saygının önemi vurgulanır. İnsanın yaşamı sevmesi gerektiği gibi, ölümle karşı karşıya kalsa bile yaşama sevincini koruması gerektiği vurgulanır.

1
yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

2/1947
diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak…

3/1948
bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
“yaşadım” diyebilmen için…

Şiirin Evrensel Etkisi

Nazım Hikmet’in “Yaşamaya Dair” şiiri, sadece Türk edebiyatında değil, dünya edebiyatında da önemli bir yere sahiptir. Şiir, insanın varoluşsal sorgulamalarını derinlemesine ele alması ve yaşamın anlamını arayışını konu almasıyla birçok okuyucuya ilham vermiştir. Nazım Hikmet’in bu yapıtı, günümüzde bile pek çok okuyucunun üzerinde derin etkiler bırakmaya devam etmektedir.

Nazım Hikmet’in “Yaşamaya Dair” şiiri, insanın yaşamı nasıl ciddiye alması gerektiği üzerine derin düşünceler içerir ve okuyucusunu yaşamın anlamını yeniden değerlendirmeye davet eder. Onun bu güçlü şiiri, hem sanatsal hem de felsefi açıdan zengin bir içeriğe sahiptir ve okuyucularına derin bir düşünme zemini sunar.

Nazım Hikmet’in bu eseri, onun edebiyat dünyasındaki eşsiz yerini sağlamlaştıran önemli bir yapıttır ve onun düşünce dünyasına katkıları açısından da büyük bir değere sahiptir.

 

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir