Hasan Sabbah ve Haşhaşiler, Orta Çağ tarihine damga vurmuş en gizemli ve etkileyici figürlerden biridir. Selçuklu Devleti’ne karşı yürüttüğü siyasi ve askeri stratejilerle tanınan Sabbah, Alamut Kalesi’ni ele geçirerek tarihin ilk organize suikastçı tarikatını kurmuştur. Suikastleri, fedaileri ve Alamut Kalesi’ndeki mistik yaşamı ile Sabbah, hem bir lider hem de bir efsane olarak anılmıştır. Peki, Hasan Sabbah kimdir ve Haşhaşiler gerçekten efsanelerde anlatıldığı gibi miydi?
Hasan Sabbah Kimdir?
Hasan Sabbah, İsmaililik mezhebini temel alarak kurduğu Haşhaşiler tarikatı ve gerçekleştirdiği suikastlarla tarihe damgasını vurmuş bir liderdir. Selçuklu Devleti’nin yıkılışında etkili olan Haşhaşiler, Hasan Sabbah’ın liderliğinde özel eğitimden geçmiş suikastçileriyle dikkat çekmiştir. 34 yıl boyunca Alamut Kalesi’nde yaşayan Sabbah, burayı bir karargâh olarak kullanarak devlet adamlarına yönelik suikastler düzenlemiş, korku ve stratejiyle düşmanlarını zayıflatmıştır.
Hasan Sabbah’ın Hayatı ve Yetişme Dönemi
Hasan Sabbah’ın doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 11. yüzyılın ortalarında Kumm şehrinde doğduğu bilinmektedir. Babasının kökenleri Kufe’ye dayanmakla birlikte On İki İmam Şiiliği’ne bağlı olduğu kaydedilmiştir. Hasan Sabbah, eğitimini Rey şehrinde almış ve burada İsmaililik mezhebiyle tanışmıştır.
Efsaneye göre, Hasan Sabbah, ünlü şair ve matematikçi Ömer Hayyam ve Selçuklu veziri Nizamülmülk ile okul arkadaşıydı. Aralarındaki dostluk anlaşmasına göre, kim yükselirse diğerlerine destek olacaktı. Ancak Nizamülmülk’ün devlet yönetiminde yükselmesi ve Hasan Sabbah’ın taleplerinin karşılanmaması, Sabbah’ı Selçuklulara karşı büyük bir düşman haline getirdi. Bu anlatı, tarihçiler tarafından tartışmalı bulunmakla birlikte, Hasan Sabbah’ın Selçuklu yönetimine olan nefretinin kökenine dair bir fikir vermektedir.
Mısır ve Alamut Kalesi’ne Giden Yol
Hasan Sabbah, Selçuklular tarafından baskı altına alınmasıyla birlikte Mısır’a giderek Fatımi yönetimiyle temas kurdu. Burada İsmaililik inancını derinlemesine öğrenerek, İran’a geri döndü ve kendi misyonerlik faaliyetlerini başlattı. 1081 yılında İran’a dönen Sabbah, özellikle Deylem bölgesinde faaliyet göstermeye başladı.
1090 yılında Hasan Sabbah, Elbruz Dağları’nda bulunan ve stratejik öneme sahip Alamut Kalesi’ni ele geçirdi. Bu süreçte, halkı kendi tarafına çekerek kale içerisindeki güç dengesini değiştirdi. Tarihçilerin bazılarına göre, kaleyi büyük bir altın karşılığında satın aldı; bazılarına göre ise kaleyi kurnazca ele geçirdi. Alamut, sadece bir kale değil, aynı zamanda Haşhaşiler’in merkezi, bir eğitim ve strateji üssü haline geldi.
Alamut Kalesi ve Haşhaşiler Tarikatı
Hasan Sabbah, Alamut Kalesi’ni ele geçirdikten sonra burayı adeta bir devlet gibi yönetmeye başladı. Suikast sanatı, istihbarat çalışmaları ve ideolojik eğitimlerle tarikat üyelerini yetiştirdi. Haşhaşiler, suikast teknikleri konusunda benzersiz bir disipline sahipti. Düşmanlarını öldürmek için doğrudan temas kurup, çoğunlukla hançer kullanarak eylemlerini gerçekleştirirlerdi.
Efsanelere göre, Haşhaşiler, Hasan Sabbah tarafından haşhaş kullanılarak bir cennet illüzyonuna inandırılıyordu. Ancak bu anlatıların büyük ölçüde Selçuklu ve Abbasi propagandasının ürünü olduğu düşünülmektedir. Gerçekte, Haşhaşiler, disiplinli ve sıkı eğitimlerden geçen suikastçılardı ve siyasi suikastlar yoluyla korku salarak düşmanlarını sindiriyorlardı.
Hasan Sabbah’ın Selçuklulara Karşı Mücadelesi
Hasan Sabbah’ın en büyük düşmanlarından biri Selçuklu veziri Nizamülmülk’tü. 1092 yılında, Nizamülmülk bir Haşhaşi fedaisi tarafından öldürüldü. Bu suikast, tarikatın siyasi bir güç olarak etkinliğini gözler önüne serdi. Aynı yıl içinde Melikşah’ın da ölmesiyle Selçuklu Devleti içinde taht kavgaları başladı ve bu süreç, Haşhaşiler’in daha fazla güç kazanmasına neden oldu.
Haşhaşiler, sadece Selçuklulara değil, Abbasilere, Haçlılara ve birçok bölgesel güce karşı da suikastler düzenledi. Öyle ki, Haçlı seferleri sırasında bile Avrupalılar, Haşhaşiler’in korkusuyla hareket etmek zorunda kalmıştır.
Hasan Sabbah’ın Ölümü ve Haşhaşilerin Sonu
Hasan Sabbah, 23 Mayıs 1124’te hastalanarak hayatını kaybetmiştir. Ölümünden önce halefi olarak Lemeser Kalesi komutanı Kiya Buzrug Ummid’i seçmiştir. Hasan Sabbah’ın ölümünden sonra da Haşhaşiler varlıklarını sürdürmüş, ancak 1256 yılında Moğolların Alamut Kalesi’ni ele geçirmesiyle büyük ölçüde yok edilmiştir. Hülagü Han liderliğindeki Moğollar, kaleyi yerle bir etmiş ve tarikatın kalan üyelerini de ortadan kaldırmıştır.